kolposkopi raporu ve terimleri
Kolposkopi raporu nda kullanılan
terimler ve ne anlama geldikleri:
Asetowhite Epitel:
Asetik asit uygulandıktan sonra beyaza dönen epitele
asetowhite
epitel denir. Asetik asit uygulanması, stoplazma ve çekirdek
proteinlerini koagüle eder ve
koagüle proteinler de opak veya beyaz gözükür. Yüzeyden
kabarık bir izlenim verir.
Asetik asit glikojen üreten matür epitele etki etmez. Çünkü
dıs üçte birlik tabakasının altına penetre olamaz. Bu
bölgedeki hücrelerin küçük nükleusları ve büyük miktarda
glikojen içerigi vardır(protein degil). Bu alanlar
kolposkopi esnasında pembe gözükür. Displastik hücreler en
çok etkilenenlerdir. Çünkü anormal miktarda fazla
kromatinli(protein) büyük çekirdekleri vardır. Asetik
uygulandıktan sonra kolumnar villuslar siser ve hücreler
daha kolay gözükür. Özellikle metaplazinin baslangıç
göstergeleri mevcutsa bu hücreler beyaz görünür. İmmatür
metaplastik hücreler daha büyük çekirdekli olup, bunlar da
asetik asitle etkilesir. Metaplastik epitel incedir ve CIN
kadar beyaz veya opak degil, ince ve gridir.
Lökoplaki: Beyaz plak
demektir. Kolposkopik terminolojiye göre, asetik asit
uygulanmasından önce görünen beyaz epiteldir.İmmatür skuamöz
epitelyal hücrelerin keratin üreten veya glikojen üreten
hücrelere dönme potansiyeli vardır. Serviks ve vajende bu
üretim glikojene dogru olmalıdır. Keratinizasyon bu
bölgelerde anormaldir. HPV, CIN’in keratinizasyonu,
karsinomanın keratinizasyonu, diyafram, pesser, tampon
kullanımından kaynaklanan kronik travma ve radyoterapi gibi
birçok etken
lökoplakiye yol açabilir. Günümüzde en önemli lökoplaki
sebebi HPV enfeksiyonudur
.
Punktuasyon: Uçlardan
nokta koleksiyonu olarak baslayan ve yüzeyde dilate olarak
sonlanan kapillerler kolposkopik olarak nokta nokta bir
görünüm alır. Buna punktuasyon denir. Transformasyon zonunda
küçük petesi sahaları seklindedir. Bu damarlar iyi
sınırlanmıs asetowhite epitel altında olusuyorsa, anormal
epitele, çogunlukla da CIN’e isaret eder
Mozaik patern: Bir araya gelen acetowhite epitel bloklarını
çevreleyen terminal kapillerler
mozaik benzeri bir görünüm olusturduklarından bu ad
verilmistir Damarlanma daha da çok arttıgı için, artık
kapillerler kıvrımlar yapmaktadır ve kolposkopta bu
damarların çevreledigi beyazlanmıs epitelyum adacıkları karo
tasları veya mozaik seklinde görülür.
Atipik vasküler patern:
Daha çok ileri evre CIN, mikroinvaziv ve invaziv servikal
kanserin
karakteristigidir. Büyüyen neoplastik sürecin artmıs oksijen
ve besin gereksinimi vardır. Tümör ve lokalize dokunun
ürünleri PDGF, EGF, VEGF ve diger sitokinler sayesinda
anjiogenez olusur. Normalde servikal stromadaki damarlar en
iyi Nabothi’ler üzerinde görülür ve agaç dalı seklindedir.
Bu bölgedeki damarlar agaç dallarına benzeyen, dallandıktan
sonra gittikçe incelen damarlar seklindedir. Halbuki tümör
varlıgında kanlanma ihtiyacı çok fazla arttıgından
anjiogenezle olusan kan damarı yogunlugu çok artmıstır.
Bunlar da küçük alana sıgamadıgından kanser hücreleri
tarafından yüzeye dogru itilir. Anormal sekilde kıvrılmalar
gösterir ve yapıları bozulur. Anormal kan damarları keskin
açılı ve bazen künt sonlanımla uzanan ve bazende
dallandıktan sonra genisleyen yapılardır. Keskin dönüs,
dilatasyon ve luminal daralma bu damarların
karakteristigidir. Anormal damarlar firkete, toplu igne,
virgül, ‘’J’’ seklinde, tirbüson gibi yapıdadır. Spiral, ag
görünümlü olabilir .
Bütün bu görüntülerin kesin olarak prekanseröz epitelyal
lezyonlara ait olmadıgı özellikle
belirtilmelidir. Rutin kolposkopi sırasında lökoplaki
görüldügünde alınan biyopside CIN veya
mikroinvazyon çıkma olasılıgı %7.4, mozaik veya
punktuasyonda %16.8,
lökoplaki+mozaik+punktuasyonda %31 olarak bulunmustur .